Bana bu düşünce hep salakça gelmiştir. Aslında olay şundan ibaret. Bir marka ile görüşmeye gidiyorsun ve marka ile görüştüğünde fiyatı düşürmeni istiyorlar. Fiyatı düşürüyorsun diyelim fakat kâr etmediğin için aslında zarar ediyorsun. Zarar olarak “zaman” ve “emek” kısmını düşünmeyen çok insan olduğunu biliyorum.
İletişimde olduğum konuşmalar genellikle şu şekilde oluyor. Para kazanmasakta o marka ismi bize çok müşteri getirir. İyi de biz şu an gelecek müşteriye iş yapıyoruz gelme ihtimali olan bir müşteriye değil. Üstüne üstlük var olan iş yüküne iş yükü geliyor bununla birlikte iş stresi de üstlerine biniyor. İşi alanın, işi yapanın zamanı bu kadar değersiz mi oluyor?
En kötü tarafı da bu düşünce yapısıyla alınan müşterinin başka bir toplantıdayken şu markayla çalışıyoruz dendiğinde müşteri tarafının çokta sallamaması olurdu. Bu beni nedense çok güldürdüğünü söylemeliyim.(Her defasında:) )
Kendime not olarak düşmem gerekirse; Müşterinin istediği çok basit şeyler var ve çalıştığınız MARKANIN İSMİ artık onları ilgilendirmiyor. Daha önce ne başarı sağladığınız ve alacağınız para karşılığında müşteriye ne kadar para kazandıracağınız önemli artık.
Bu yazıyı olurda unutursam diye yazmak istedim.
Sevgiyle kalın.
Aynı Düşünceyi paylaşmakla beraber tekrar hatılar oldum teşekkürler 🙂
Biz şu şu markalar ile çalışıyoruz 😉
Hislerime tercüman olmuşsunuz 🙂
Benimde ajansta çalıştığım sürece çokça duyduğum bir kelime bu. İş yükü, zaman, strest bunlar hesaplanmayan giderler oluyor. Patronlar bunu unutmamalı
Evet haklısınız..
Eskidi artık o düşünce ve emin olun daha fazla para kazanıyorlardır.
Eskidiyse süper ötesi bir haber 🙂
Mantıklı kar etmediğin işi alma 🙂 En basit mantık bu olmalı gerisi boş bence 🙂 Dediğinize katılıyorum.
“Zaman” kavramının değerli olduğunu unutulmamalı. Genelde bu unutulduğu için işler belirli bir süre sonra bocalamaya ve kötü gitmeye doğru evriliyor.